Yoldan geçen yardıma muhtaç bir köpeğe acıyıp
onu gizlice evin bodrumunda beslemem ile başladı köpeklere olan sevgim ve büyük
hayranlığım. Kemikleri sayılacak kadar açtı zavallı ve yağmurda donmuş bir
şekilde dolanıyordu etrafta. Okuldan eve kadar bana yoldaşlık etti ve sonra bu
yoldaşlığımız uzun uzun yıllara dönüştü. Evin bahçe kapısından içeri girip
kapıyı kapattığımda, içimde hissettiğim o garip duyguyla bir müddet
cebelleştim. Evet, onu içeriye almalıydım. Peki ya annem? Eminim istemeyecekti,
çünkü ona göre hayvanlar uzaktan da sevilebilirdi fakat biliyordum ki onun
yufka yüreği de bu küçük sevimli dostuma dayanamazdı. Tüm bunların aklımdan
geçmesi ve kapıyı geri açmam iki saniye bile sürmemişti ve benim minik dostum
kapının önünde geri geleceğimi hissedercesine bekliyordu. Onu içeriye aldım,
karnını doyurdum ve hemen uyuyabileceği bir köşe hazırladım. İki gün onu
bodrumda saklayabildim sonra tabi ki anneme yakalandım ve annemin ilk başlarda
vereceği tepkiyi tahmin edebiliyordum ki haklı da çıktım. Köpeği istemediğini ve
hemen bulduğum yere kadar götürüp geri bırakmamı istedi. Her ne kadar istemesem
de, dediğini yaptım ama minik dostum beni hiç bırakmadı. Her gün benimle evden
okula okuldan eve yürüyordu ve ben onu her gün o çok sevdiği süt ve ekmek içiyle besliyordum. Annem bunu fark ettikten sonra artık mecburen köpüşümü
kabullenmek zorunda kaldı. İlk defa bir hayvana bakıyordum ve bu süreçte onunla
ilgili birçok şey keşfettim. Aslında bu blogu yazmamın amacı bu süreçte köpeklerle
ilgili yaşayarak keşfettiğim şeyleri sizlerle paylaşmak. Kısaca özetlersem, İlk
başta neden köpek sahibi olmalısınız,köpek korkusunu yenme, köpek bakımı ve beslenmesi, köpeklerin
dilleri ve köpek cinsleri olmak üzere birkaç deneyimimi sizlerle çok yakın
zamanda paylaşacağım. Çok yakında görüşmek üzere.
" Köpeğim isimli bu blog Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey
Kıbrıs Kampusu TUR104 Türkçe II: Yazılı Anlatım dersinin projesi olarak Tuğçe ALABUĞA tarafından hazırlanmıştır."